Mum ışığında, buharı tüten çayın,
Sıcacık sohbetinin,
Yumuşacık dokunuşunun
Bir hayal olduğu günlerde
Burada buluşurduk.
Koklaşmalarımız, kızgınlıklarımız
Gözlerimizdeki parıltılar ve yaşlar
Kâh bu masada, kâh şuradakinde
Yitip gitti
Diyemem gerçi.
Hepsi masaların hafızalarında,
Ama, ah, dilleri olsa da anlatsalar
Sessiz üzüntülerimizi, coşkulu kahkahalarımızı
.
Masalar da unutkandır ama
Bir zaman sonra şöyle bir uğradığımızda
Anlarız hallerinden, unutmuşlardır
“Eskisi gibi değil burası” deriz, bundandır.
İnsanların unutuşları değil,
Masalarınki en çok acıtandır.